E-ticarette hangi iş modelini yapmalıyım? Private label (kendi markamızla satış), arbitraj, dropshipping, wholesale …
Aslında temel olarak iki tane yol var.
1. Kendi markamızla satış yapmak
2. Başkalarının markalarını satmak
Biz şu anda büyük oranda kendi markamızla satış yapıyoruz. Kendi markamızla satış yapmak başkalarının markasıyla satış yapmaktan elbette çok daha iyi. Çünkü başkasının markasını sattığımızda belki para kazanabiliriz tabii ki ama marka bizim olmadığı için uzun vadeli olmuyor.
Kendi markamızla satış yapmak için yine iki yol var.
1. Ürünleri toplu olarak satın alıp depoya göndererek satış yapmak (stoklu çalışma modeli)
2. Ürünleri satın almadan, önce mağazaya listeleyip satıldıkça göndererek satış yapmak (stoksuz çalışma modeli)
Başkalarının markaları ile satış yapmak için 3 yol var.
1. Online/Retail Arbitraj
2. Wholesale
3. Marka’dan direkt olarak yetki alarak satmak
Başkalarının markalı ürününü satmak için çeşitli riskler var. Bizim kendi hesaplarımızda bu modelde ciddi zararlar ettik. Şu anda markadan yetki belgesi almadan satış yapmıyoruz. Sizlere de tavsiyem başkalarının listesinden satacaksanız yetki belgesi almadan satmayın.
Şimdi kısaca iş modellerini anlatayım.
1. Private Label (Kendi markamız ile satış yapma) İş Modeli
Private label iş modelini kendi markamızı oluşturmak olarak tanımlayabiliriz. Amazon ve Etsy gibi platformlarda yapabileceğiniz iş modelleri arasında en uzun soluklu ve en gelecek vadeden iş modeli private label iş modelidir.
Kendi ürettiğiniz veya bir üreticiye ürettirdiğiniz ve üzerine kendi markanızı bastırdığınız ürünleri Amazon’da satma iş modeli bizim de en çok yaptığımız modeldir. Bu durumda marka sahibi siz olduğunuz için sadece satışlardan gelir elde etmeyeceksiniz. Aynı zamanda markanızın bir değeri oluşacak ve istediğiniz zaman markanızı satabilirsiniz.
Biz Türkiye’de Konya’da bir üreticiye ürettirdiğimiz bir ürünün üzerine kendi markamızı bastırarak Amazon’da büyüttük ve başka bir şirkete sattık. Şimdi birden çok markamız var ve yavaş yavaş büyütüyoruz.
Bu şekilde kendi markasını oluşturan bir ayakkabı markası olan Zappos’u Amazon kendisi yaklaşık 1 milyar dolara satın aldı.
Tabii ki bu iş modelinde ürünleri kendi markanızla ilk defa satacağınız için kullanıcılar sizin markanızı başlangıçta bilmeyecekler. O yüzden başlangıçta satışlarınız yavaş olacaktır. Ürünlerinizi sattıkça yorumlarınız artacak ve daha fazla satış yapmaya başlayacaksınız.
Bu iş modelini stoklu bir şekilde, Amazon deposunu kullanarak FBA (fulfillment by Amazon) yöntemiyle yapmak için üretici olmak veya en az 10.000 dolar bütçeye sahip olmanızı öneririm. Üretici değilseniz veya bütçeniz düşükse daha az rekabet olan kişiselleştirilmiş veya el yapımı ürünler gibi bazı niş alanlara odaklanarak stok tutmadan FBM (fulfillment by Merchant) satışlar yaparak daha az maliyetle marka kurabilirsiniz.
Bir sonraki bölümde anlatacağım arbitraj iş modelindeki gibi aynı markayı aynı listede satan satıcılarla buy box rekabeti yapmanıza gerek kalmıyor. Private label iş modelinde listenizde sadece siz satıyorsunuz veya izin verdiğiniz satıcılar satabiliyor.
Arbitraj iş modelinde markalar sizin satmanıza izin vermeyebilir ama private label iş modelinde marka sizin olduğu için kimseden izin almanıza gerek yok.
2. Retail-Online Arbitraj İş Modeli
Arbitraj iş modeli aslında fiyat farklarından faydalanılarak gelir elde etmek şeklinde tanımlayabiliriz. Arbitraj iş modelinde genelde mağazalardaki indirimlerden faydalanarak ürünleri alıp Amazon’da satarak gelir elde edebilirsiniz. Retail Arbitraj fiziki mağazalarda gezerek indirimli ürünler bulup satmak, Online Arbitraj ise online mağazalarda gezerek indirimli ürünler bulup satmak şeklinde yapılıyor.
Bu iş modelini Etsy’de yapamazsınız, Etsy’de sadece kendi markanızla ürünler satabilirsiniz. Bu modelde en çok satış yapabileceğiniz platform Amazon’dur.
Fiyat farkı olan marka ürünleri bulduğunuzda alıp toplu olarak Amazon deposuna gönderiyorsunuz. Ürünler zaten satan markalar olduğu için listeye girip buy box alıp sizde kârlı bir şekilde satıyorsunuz. Arbitraj iş modelinin en güzel yanı ürünlerin zaten satıyor olması.
Arbitraj yapmak için bu fiyat farklarını nasıl yakalayabiliriz?
1. Mağazalardaki indirimlerden faydalanarak ürünleri alıp Amazon’da satarak gelir elde edebilirsiniz.
2. Bazı ülkelerde bazı markaların fiyatları daha uygun oluyor. Bu marka ürünleri orada alıp Amazon’da satarak da arbitraj yapabilirsiniz. Buna bir örnek olarak IKEA markasını verebiliriz. Türkiye’de IKEA da alacağınız bir ürün 30 TL iken Amerika Amazon’da aynı ürün 30 dolara satılıyor. Aradaki kur farkından kâr elde edebiliyorsunuz.
3. Platformlar arasında fiyat farklarından faydalanarak da arbitraj yapabilirsiniz. Örneğin Walmart - Amazon arasında veya Target - Amazon arasında.
4. Amazon pazar yerleri arasındaki fiyat farklarından faydalanarak da arbitraj yapabilirsiniz. Örneğin bir ürün Amazon.com’da $10, Amazon.ca’da $35 olabiliyor. Siz ürünleri Amazon.com’dan alıp toplu olarak Amazon Kanada deposuna göndererek satabilirsiniz.
5. Markanın kendisinden, distribütöründen veya bayisinden alarak satış yapabilirsiniz. Bu şekilde yaptığınızda artık arbitraj değilde wholesale iş modeline geçmiş oluyorsunuz.
Bu iş modelindeki en önemli konu marka ürün satıyor olmanız. Amazon marka ihlalleri konusunda çok katı.
Eğer orjinal olmayan ürün satarsanız hesabınızın kapanmasına kadar gidebilir. Kesinlikle ürünlerin orjinal olmasına dikkat edin. Türkiye’den büyük markaların çakma ürünlerini satarak çok para kazananlar oldu ama bir süre sonra hepsinin hesabı kapanıyor. Amazon ürünlerin orjinal olmadığını tespit ederse paranızı da geri vermeyebilir.
Amazon ürünler ile ilgili fatura isteyebilir. Gönderdiğiniz faturalardan ürünün orjinal olup olmadığını tespit etmeye çalışır.
Önemli: Biz arbitraj modelindeki bu sıkıntılardan dolayı yapmayı bıraktık. Marka ürün satarken markanın kendisi veya yetkili distribütörden ürün alarak wholesale yapıyoruz.
Bu konuda çektiğim bu videoyu izlemenizi öneririm: Amazon Arbitraj yapmadan önce izle | Neden arbitraj yapmayı bıraktım?
Küçük markalarla anlaşarak yetkili satıcısı olmak en güvenilir yol. Ama tabii ki büyük markaları satmak isterseniz sizinle anlaşmayacaklardır. Onları satmak için yetkili distribütörleri ve bayileri ile çalışmanız lazım.
Bir çok marka, ürünlerini Amazon’un en büyük pazarı olan Amerika’da satıyor. Diğer ülkelerde kendileri satış yapmıyor. O ülkelerde ürünlerini dropshipping satıcıları satıyor, satış geldiğinde Amazon.com’dan markanın kendisinden alıp gönderiyorlar.
Dolayısıyla Kanada, İngiltere, Avustralya gibi ülkelerde arbitraj satıcıları için güzel bir fırsat ortaya çıkıyor. Bu listelerde çoğunlukla dropshipping satış yapan FBM satıcılar olduğu için siz depoya ürün göndererek FBA çalıştığınızda buy box’ı alıp kârlı satışlar yapabiliyorsunuz. Ancak bu tarafta da çok fazla Türk satıcı ürün satmaya çalıştığı için kârlılıklar son zamanlarda çok düştü. Son dönemde yaşanan hesap kapanmaları dolayısıyla ne yazık ki uzun soluklu bir gelir olmuyor.
Arbitraj iş modelinin en büyük sıkıntısı da aynı ürünleri 20–30 satıcının aynı listeden satması ve fiyat kırarak birbirleri ile rekabet etmeleri. Bir diğer önemli sıkıntısı da bu iş modelinde marka ürünlerin satışının yapılması ve Amazon’un bu ürünler için bir süre sonra fatura ve yetki belgesi istemesi.
Biz bu nedenlerden dolayı yetki almadığımız hiç bir markanın ürününü satmıyoruz.
3. Wholesale İş Modeli
Wholesale iş modeli kısaca marka ürünleri direkt olarak markadan veya yetkili distribütöründen toptan alıp Amazon’da satmak olarak tanımlayabiliriz. Diğer iş modelleriyle karşılaştırırsak daha kolay anlayabilirsiniz. Wholesale iş modeli ile en çok karıştırılan iş modeli retail arbitraj iş modeli. Çünkü ikiside hali hazırda marka ürünleri alıp satmak anlamına geliyor, fakat retail arbitraj modelinde ürünleri markadan veya distribütörden değilde bir perakende satış mağazasından alıyorsunuz, wholesale modelinde ise direk toptancıdan alıyorsunuz. Birisinde indirimli bulduğunuz 3–5 ürünü alıyorsunuz, diğerinde ürünleri az miktarda değilde toplu olarak alıyorsunuz.
Aynı şekilde Private Label iş modelinde de toptan alıp satıyoruz, peki Wholesale ile Private Label arasındaki temel fark nedir?
Wholesale iş modelinde marka ürünleri toplu olarak alıyorsunuz, Private Label iş modelinde ise kendi markanızı yarattığınız ürünleri toplu alarak satıyorsunuz.
Bir örnek üzerinden ilerlersek daha iyi anlaşılabilir. Farmasi markasını neredeyse herkes biliyordur. Farmasi marka bir ürün bir AVM de %40 indirime girmiş olsun. Siz bu ürünü AVM’ye gidip mağazadan 5–10 adet indirimli alıp Amazon depolarına gönderip satarsanız bu iş modeline Retail Arbitraj deniyor.
Eğer indirim AVM de değilde farmasi.com veya trendyol.com gibi online bir sitedeyse ve siz web sitesinden ürünü indirimli şekilde alıp Amazon’da satıyorsanız bu iş modeline de Online Arbitraj deniyor. Eğer Farmasi marka ürünü direk markadan veya distribütöründen 3–5 adet değilde toptan şekilde alıp Amazon’da satıyorsanız bu iş modeline de Wholesale deniyor.
Wholesale iş modelini tam olarak anladığınızı düşünüyorum. Şimdi biraz daha detaylara inelim. Wholesale iş modeli en az Private Label kadar uzun soluklu, gelecek vadeden ve sürdürülebilir bir model. Bu işi online bir kırtasiye veya market kuruyor olarak düşünebilirsiniz. Online marketinizde satmak için marka ürünleri toptan alıp perakende şekilde satıyorsunuz.
Amazon’da bu işi yaptığınızda normal bir fiziki market kurmak gibi ciddi bir yatırıma gerek kalmıyor. Çünkü fiziki olarak bir market kursanız içini yüzlerce marka ürünle doldurmanız gerekli. Fiziki marketin içini doldurmadan satışa başlayamazsınız, ama Amazon’da online olarak kurduğunuz için sadece bir markayla bile başlayabilirsiniz. İnsanlar Amazon’da sizin mağazanızı görmüyorlar, sadece marka ürünleri arayıp ürün sayfasından sizin mağazanızdan ürün alıyorlar. O yüzden bu iş modeli küçük başlayıp hızla ölçekleyerek büyüyebileceğiniz bir iş.
Bu iş modelinin en iyi yanı hali hazırda satan markaları hazır listelerden satmak. Yani marka tanıtmak ile uğraşmıyorsunuz, zaten tanınmış markaları satıyorsunuz. Ayrıca liste oluşturmanıza da gerek kalmıyor. Bu marka ürünler zaten satan ürünler olduğu için listeleri hazır, sadece o listelere girip satıyorsunuz.
BİR SONRAKİ YAZIDA Dropshipping iş modelini anlatacağım.
İlk defa bir yazımı okuyorsan kısaca kendimi tanıtayım. Ben Mehmet Tek.
E-ticarete 7 yıl önce Alibaba platformundan Çinli üreticilerle anlaşarak Amazon’da satarak başladım. Bu sürede elde ettiğim tecrübelerle kurduğumuz Rexven tedarik sistemi sayesinde kişiselleştirilebilir / özelleştirilebilir ürünler üreten birçok üretici ile anlaştık. Girişimcilerin sadece mağazasını yönettiği, satış geldikçe Rexven üreticilerinin ürünleri ürettiği ve Rexven’in anlaştığı kargo şirketinin ürünleri müşteriye götürdüğü bir sistem kurduk. Türk üreticilerin buluştuğu Alibaba gibi güvenilir bir platform yok.
Biz de niyet ettik;
Öncelikle Türkiye’nin, sonra da dünyanın en büyük tedarik platformu olmaya.
İnşAllah başarabiliriz 🙏
Rexven’e katılıp kendi markanızla satış yaparak bu hikayede bulunmak istiyorsanız mesaj atın, görüşelim: https://wa.me/+905011100499